Saç Dökülmesi Tanı ve Tedavi Hizmetlerimiz: Kapsamlı Çözümler

Saç Dökülmesi Tanı ve Tedavi Hizmetlerimiz: Kapsamlı Çözümler

Dr. Şükran Aslan Kaçar olarak, saç dökülmesi konusunda karşılaştığımız en yaygın sorunlardan birinin, hastaların doğru tanı ve etkili tedavi seçeneklerine zamanında ulaşamaması olduğunu gözlemliyoruz. Saç dökülmesi, sadece estetik bir problem değil, aynı zamanda kişinin özgüvenini ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, altta yatan ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilen kompleks bir durumdur.

Kliniğimizde, pediatri ve akupunktur alanındaki uzman deneyimimizi, modern dermatolojik yaklaşımlarla birleştirerek saç dökülmesi problemlerine bütüncül çözümler sunmaktayız. Her hastanın bireysel durumunu detaylı şekilde değerlendirerek, kişiselleştirilmiş tanı ve tedavi planları oluşturuyoruz. Amacımız, sadece mevcut problemi çözmek değil, aynı zamanda gelecekteki saç kaybını önleyici stratejiler geliştirmektir.

Saç dökülmesi tedavisinde başarı, doğru tanıyla başlar. Bu nedenle hastalarımıza kapsamlı değerlendirme süreçleri sunuyor, sadece semptomları değil, altta yatan nedenleri de araştırıyoruz. Modern teknoloji ve geleneksel tıp bilgisini harmanlayarak, her hastaya özel çözümler geliştiriyoruz.

Saç Dökülmesi Türleri ve Detaylı Sınıflandırma

Saç dökülmesi problemlerini etkili şekilde tedavi edebilmek için öncelikle doğru tanı koymak kritik önem taşır. Kliniğimizde karşılaştığımız saç dökülmesi türleri geniş bir spektrum oluşturmakta ve her birinin kendine özgü nedenleri, seyri ve tedavi yaklaşımları bulunmaktadır.

Androjenik alopesi, hem erkek hem de kadın hastalarda gördüğümüz en yaygın saç dökülmesi türüdür. Erkeklerde tipik olarak saç çizgisinin gerilemesi ve vertex bölgesinde incelme şeklinde kendini gösterirken, kadınlarda daha çok diffüz pattern ile tepede incelme şeklinde ortaya çıkar. Bu durum genetik yatkınlık ve hormon duyarlılığının birleşimi sonucu gelişir ve erken tanı ile müdahale edildiğinde oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Telogen effluvium, ani saç kaybının en sık nedenidir ve genellikle stres, hastalık, doğum, ilaç kullanımı veya beslenme bozuklukları sonrasında gelişir. Bu tür saç kaybı genellikle geçici olmakla birlikte, altta yatan nedenin belirlenmesi ve uygun tedavi yaklaşımının seçilmesi önemlidir. Hastalarımızda 2-6 ay sürebilen bu süreçte, doğru yaklaşımla saç dökülmesi durdurulabilir ve saçlar eski yoğunluğuna kavuşabilir.

Alopesi areata, otoimmün karakterli bir hastalıktır ve genellikle yuvarlak veya oval şekilde saç kaybı alanları oluşturur. Bu durum sadece saç derisini değil, vücudun diğer kıllı bölgelerini de etkileyebilir. Erken müdahale ile remisyon sağlanabilir, ancak tedavi planı hastanın genel sağlık durumu ve hastalığın yaygınlığına göre kişiselleştirilmelidir.

Traction alopesi, özellikle kadınlarda sık saç toplama, sıkı örgü yapma veya saç uzatma uygulamaları sonucunda gelişir. Bu tür saç kaybı tamamen önlenebilir olmakla birlikte, ileri aşamalarda kalıcı follikül hasarı oluşabilir. Bu nedenle erken tanı ve yaşam tarzı değişiklikleri kritik önem taşır.

Sikaitrisel alopesilerde ise saç follikülleri kalıcı olarak hasar görür ve bu durumda tedavi seçenekleri daha sınırlıdır. Liken planopilaris, diskoid lupus ve diğer inflamatuar durumlar bu kategoriye girer ve agresif tedavi yaklaşımları gerektirebilir.

Kapsamlı Tanı Sürecimiz ve Değerlendirme Yöntemleri

Kliniğimizde saç dökülmesi tanı süreci, hasta anamnezi alınması ile başlayan ve modern teknolojik yöntemlerle desteklenen kapsamlı bir değerlendirme sürecidir. İlk konsültasyonda hastanın saç dökülmesi geçmişi, aile öyküsü, kullandığı ilaçlar, beslenme alışkanlıkları, stres faktörleri ve genel sağlık durumu detaylı şekilde sorgulanır.

Fizik muayene aşamasında, saç derisi mikroskobik olarak incelenir, saç yoğunluğu değerlendirilir ve pull test, wash test gibi basit ancak etkili testler uygulanır. Bu testler sayesinde aktif saç dökülmesi varlığı ve derecesi objektif olarak belirlenir.

Trichoskopi uygulaması, saç derisi ve saç tellerinin dermoskopik incelemesini sağlayan, invaziv olmayan bir yöntemdir. Bu teknik ile saç tellerinin kalınlığı, follikül durumları, inflamasyon varlığı ve saç büyüme paternleri değerlendirilebilir. Trichoskopi bulgularımız, tedavi planlaması ve takip sürecinde önemli veriler sağlar.

Laboratuvar tetkikleri, saç dökülmesinin altta yatan nedenlerini araştırmak için vazgeçilmezdir. Tam kan sayımı, demir düzeyleri, ferritin, vitamin B12, folat, vitamin D, tiroid fonksiyon testleri, hormon düzeyleri gibi parametreler rutin olarak değerlendirilir. Özel durumlarda otoimmün markerlar, çinko düzeyi, protein elektroforezi gibi ileri tetkikler de talep edilebilir.

Beslenme değerlendirmesi de tanı sürecimizin önemli bir parçasıdır. Beslenme alışkanlıkları, vitamin ve mineral alımı, özel diyetler ve beslenme eksiklikleri sorgulanır. Çünkü yetersiz beslenme, saç sağlığını doğrudan etkileyebilen ve düzeltilebilir bir faktördür.

Stres değerlendirmesi ve yaşam tarzı analizi de hastalarımız için rutin olarak gerçekleştirdiğimiz değerlendirmelerdir. Psikososyal faktörler, uyku kalitesi, egzersiz alışkanlıkları ve genel yaşam tarzı, saç sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiptir.

Gerekli durumlarda saç derisi biopsisi de tanı sürecimizin bir parçası olabilir. Özellikle sikaitrisel alopesi şüphesi durumlarında, histopatolojik inceleme kesin tanı için gerekli olabilir.















 




Modern Tedavi Seçeneklerimiz ve Uygulamaları


Saç dökülmesi tedavisinde kullandığımız modern yaklaşımlar, hem konvansiyonel tıp hem de rejeneratif tıp seçeneklerini kapsamaktadır. Tedavi planımız, hastanın tanısına, yaşına, cinsiyetine, genel sağlık durumuna ve kişisel tercihlerine göre kişiselleştirilir.

Medikal tedavi seçeneklerimiz arasında FDA onaylı ilaçlar olan minoksidil ve finasteride önemli yer tutar. Minoksidil, hem erkek hem de kadın hastalarda kullanılabilen, topikal uygulanan bir vazodilatatördür. Saç folliküllerine kan akışını artırarak büyüme fazını uzatır ve saç kalınlaşması sağlar. Farklı konsantrasyonlarda ve formülasyonlarda mevcuttur ve hastanın ihtiyacına göre seçilir.

Finasteride, erkek hastalarda kullanılan oral bir ilaçtır ve DHT seviyelerini azaltarak androjenik alopesilerin ilerlemesini durdurur. Bu ilacın kullanımında düzenli takip ve yan etki monitörizasyonu önemlidir. Kadın hastalarda ise spesifik durumlar dışında kullanılmaz.

Dutasteride, finasteride'e benzer etki mekanizmasına sahip ancak daha güçlü etki gösteren bir alternatiftir. Özellikle finasteride'e yetersiz yanıt veren hastalarda tercih edilebilir.

Anti-androjenik tedaviler, özellikle kadın hastalarda polikistik over sendromu veya hiperandrojenizm varlığında değerlendirilir. Spironolakton, cyproterone acetate gibi ilaçlar bu kapsamda kullanılabilir.

Beslenme destekleri ve vitamin tedavisi, eksiklik saptanan hastalarda temel tedaviyi destekleyici niteliktefir. Demir, biotin, çinko, vitamin D ve B kompleks vitaminleri sık kullanılan desteklerdir. Ancak bu desteklerin gereksiz kullanımının zararlı olabileceği unutulmamalıdır.

Rejeneratif Tedavi Seçeneklerimiz

Rejeneratif tıp uygulamalarımız, saç dökülmesi tedavisinde yeni ufuklar açmakta ve konvansiyonel tedavilere önemli katkılar sağlamaktadır. PRP (Platelet Rich Plasma) tedavisi, kliniğimizde en sık uyguladığımız rejeneratif yöntemlerden biridir.

PRP tedavisinde, hastanın kendi kanından elde edilen trombosit konsantresi, büyüme faktörleri sayesinde saç folliküllerini besler ve güçlendirir. Uygulama öncesi hastanın kanı özel santrifüj sistemlerinde işlenir ve trombosit konsantrasyonu 3-8 kat artırılır. Elde edilen serum, mikro enjeksiyonlar halinde saç derisine uygulanır. Tedavi genellikle 2-4 hafta aralıklarla 3-4 seans olarak planlanır.

Eksozom tedavisi, saç dökülmesi tedavisinde yeni nesil yaklaşımlarımızdan biridir. Eksozomlar, hücreler arası iletişimi sağlayan nano-veziküller olup, içerdikleri büyüme faktörleri ve moleküler maddeler ile dormant follikülleri aktive edebilir. PRP ile kombine uygulandığında sinerjik etkiler gözlenir.

Mezoterapi uygulamalarımızda, saç folliküllerine essential amino asitler, vitaminler, mineraller ve büyüme faktörleri içeren özel karışımlar mikro enjeksiyonlarla ulaştırılır. Bu yaklaşım, özellikle beslenme eksikliği kaynaklı saç problemlerinde ve saç kalitesini artırmakda etkilidir.

Kök hücre tedavisi, geleceğin saç tedavisi olarak değerlendirilen yöntemlerden biridir. Adipoz kökenli mezenkimal kök hücrelerin saç folliküllerine uygulanması ile rejenerasyon süreçleri tetiklenir. Bu tedavi henüz araştırma aşamasında olmakla birlikte, seçilmiş hastalarda deneysel uygulamalar gerçekleştirmekteyiz.

Mikroneedling ve dermapen uygulamaları, saç derisine kontrollü mikro yaralanmalar oluşturarak doğal iyileşme süreçlerini başlatır. Bu yöntem tek başına veya diğer tedavilerle kombine uygulanabilir.

Kombine Tedavi Stratejilerimiz

Kliniğimizde, tek başına uygulanacak tedavilerin sınırlarını aşmak için kombine tedavi protokolleri geliştirmekteyiz. Bu yaklaşım, sinerjik etkiler yaratarak tedavi başarısını artırmaktadır.

Medikal tedavi ile rejeneratif tedavilerin kombinasyonu, en sık uyguladığımız stratejidir. Örneğin, minoksidil kullanımına ek olarak PRP tedavisi uygulamak, her iki tedavinin etkinliğini artırır.

Beslenme desteği ile rejeneratif tedavilerin kombinasyonu da önemli sinerjik etkiler yaratır. Vitamin ve mineral eksikliklerinin giderilmesi, PRP ve eksozom tedavilerinin etkinliğini artırır.

Yaşam tarzı değişiklikleri ile medikal tedavilerin birleştirilmesi, uzun vadeli başarı için kritik önem taşır. Stres yönetimi, uyku düzeni, egzersiz programları ve beslenme planlaması, medikal tedavileri destekler.

Fiziksel uygulamalar ile kimyasal tedavilerin kombinasyonu da etkili sonuçlar verir. Mikroneedling ile minoksidil kombinasyonu, etkin madde penetrasyonunu artırır.

Yaş ve Cinsiyet Bazlı Özel Yaklaşımlarımız

Saç dökülmesi tedavisinde yaş ve cinsiyet faktörleri, tedavi seçimini önemli ölçüde etkiler. Kliniğimizde bu faktörleri dikkate alan özel protokoller geliştirmişizdir.

Genç erkek hastalarda (18-30 yaş), öncelik androjenik alopesin ilerlemesini durdurmaktır. Bu grupta finasteride tedavisi genellikle ilk seçimdir ve rejeneratif tedavilerle desteklenir. Sosyal yaşam faktörleri göz önünde bulundurularak tedavi planı yapılır.

Orta yaş erkek hastalarda (30-50 yaş), hem mevcut saç kaybının tedavisi hem de ilerleyişin durdurulması hedeflenir. Bu grupta kombine tedavi yaklaşımları daha sık tercih edilir. Genel sağlık durumu ve ilaç kullanımı dikkate alınır.

İleri yaş erkek hastalarda (50+ yaş), tedavi hedefleri daha konservatif belirlenir. Yan etki riski göz önünde bulundurularak, güvenli tedavi seçenekleri öncelik kazanır.

Genç kadın hastalarda, hormon düzensizlikleri araştırılır ve varsa öncelikle bunlar tedavi edilir. PCOS, tiroid hastalıkları gibi durumlar değerlendirilir. Doğum kontrolü ve gelecek gebelik planları tedavi seçimini etkiler.

Perimenopozal dönemdeki kadınlarda, hormonal değişiklikler göz önünde bulundurularak tedavi planı yapılır. Östrojen azalması ve androgen göreceli artışı dikkate alınır.

Postmenopozal kadınlarda, hormon replasmanı seçenekleri değerlendirilir ve güvenlik profili yüksek tedavi seçenekleri tercih edilir.

Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlarda, güvenli tedavi seçenekleri sınırlıdır. Bu dönemde beslenme desteği, yaşam tarzı değişiklikleri ve topikal güvenli uygulamalar tercih edilir.

Pediatrik Saç Dökülmesi Yaklaşımımız

Çocukluk çağı saç dökülmesi, pediatri uzmanlığımızın da katkısıyla özel bir yaklaşım gerektiren alandır. Bu yaş grubunda saç dökülmesi nedenleri yetişkinlerden farklılık gösterebilir.

Alopesi areata, çocukluk çağının en sık otoimmün saç dökülmesi nedenidir. Bu durumda psikososyal destek ve aile eğitimi büyük önem taşır. Tedavi yaklaşımı çocuğun yaşına ve hastalığın yaygınlığına göre belirlenir.

Traction alopesi, özellikle kız çocuklarında sık saç toplama veya sıkı örgü yapma nedeniyle görülür. Bu durumda aile eğitimi ve yaşam tarzı değişiklikleri öncelikli yaklaşımdır.

Trichotillomania, çocuklarda saç çekme davranışı sonucu gelişen saç kaybıdır. Bu durumda psikolojik destek ve davranış terapisi gereklidir.

Beslenme bozukluğu kaynaklı saç dökülmesi, çocuklarda önemli bir nedendir. Demir eksikliği, protein yetersizliği ve vitamin eksiklikleri değerlendirilir.

Enfeksiyöz nedenler, özellikle tinea capitis gibi fungal enfeksiyonlar çocukluk çağında dikkatle araştırılmalıdır.

Beklenti Yönetimi ve Gerçekçi Hedefler

Saç dökülmesi tedavisinde başarının önemli bir bileşeni, hasta beklentilerinin doğru yönetilmesidir. Kliniğimizde her hastaya, durumuna özel gerçekçi beklentiler konusunda detaylı bilgilendirme yapılır.

Tedavi süresi beklentileri konusunda, saç büyüme döngüsünün doğal süreci göz önünde bulundurularak bilgilendirme yapılır. Genellikle ilk pozitif değişiklikler 3-4 ay sonra gözlenmeye başlar, optimal sonuçlar ise 6-12 ay sürebilir.

Saç yoğunluğu beklentileri gerçekçi çerçevede belirlenir. Tamamen kaybolmuş folliküllerin geri getirilmesi mümkün olmadığından, mevcut folliküllerin güçlendirilmesi ve dormant folliküllerin aktive edilmesi hedeflenir.

Yaş faktörü beklenti belirlenmesinde önemli rol oynar. İleri yaştaki hastalarda tedavi hedefleri daha konservatif belirlenir ve saç kaybının durdurulması öncelik kazanır.

Cinsiyet farklılıkları da beklenti yönetiminde dikkate alınır. Erkeklerde pattern dökülmesi genellikle daha belirgin olduğundan, tedavi hedefleri buna göre ayarlanır.

Genetik faktörler beklentileri önemli ölçüde etkiler. Güçlü aile öyküsü olan hastalarda, tedavinin koruyucu etkisi ön plana çıkar.

Başarı Oranlarımız ve Kanıtları

Kliniğimizde uyguladığımız tedavi protokollerinin başarı oranları, uluslararası literatür verileri ile uyumlu ve bazen üzerinde sonuçlar vermektedir. Bu başarının temelinde, doğru tanı, kişiselleştirilmiş tedavi ve düzenli takip yatmaktadır.

Androjenik alopesi tedavisinde, finasteride ile 5 yıllık süreçte hastaların %90'ında saç kaybının durdurulması, %65'inde ise saç yoğunluğunda artış gözlenmektedir. PRP kombinasyonu ile bu oranlar daha da artmaktadır.

Kadın tipi androjenik alopeside, kombine tedavi yaklaşımları ile %80 oranında saç kaybının durdurulması ve %60 oranında saç kalitesinde iyileşme elde edilmektedir.

Telogen effluvium tedavisinde, altta yatan nedenin düzeltilmesi ile %95 oranında tam iyileşme sağlanmaktadır. Bu süreç genellikle 6-12 ay sürmektedir.

Alopesi areata tedavisinde başarı oranları hastalığın yaygınlığına göre değişmekle birlikte, lokal formda %85, yaygın formda %50-60 oranında remisyon sağlanmaktadır.

PRP tedavisi tek başına uygulandığında %70-80 oranında saç kalitesinde iyileşme, kombine tedavilerde ise bu oran %90'a yükselmektedir.

Uzun Vadeli Takip ve İzlem Programımız

Saç dökülmesi tedavisinde uzun vadeli başarı, düzenli takip ve uygun tedavi modifikasyonları ile sağlanır. Kliniğimizde her hasta için kişiselleştirilmiş takip programları oluşturulmaktadır.

İlk 6 ay boyunca aylık kontroller yapılır ve tedavi yanıtı değerlendirilir. Bu dönemde yan etki monitörizasyonu ve tedavi uyumu değerlendirilir.

6-12 ay arası dönemde kontroller 2-3 aylık aralıklara çıkarılır. Bu dönemde tedavi etkinliği objektif olarak değerlendirilir ve gerektiğinde tedavi modifikasyonu yapılır.

Birinci yıl sonrasında, stabil hastalarda 6 aylık kontroller yeterli olmaktadır. Bu kontrollerda hastalığın seyri ve tedavi ihtiyacı değerlendirilir.

Takip sürecinde trichoskopi kontrolları düzenli olarak yapılır ve saç derisi fotoğrafları ile objektif karşılaştırma sağlanır.

Laboratuvar takipleri, özellikle sistemik ilaç kullanan hastalarda düzenli aralıklarla tekrarlanır.

Yaşam tarzı değerlendirmesi ve beslenme danışmanlığı takip programının önemli bileşenleridir.

Yan Etki Yönetimi ve Güvenlik Protokollerimiz

Saç dökülmesi tedavisinde kullanılan ilaçların potansiyel yan etkileri konusunda hastalarımızı detaylı bilgilendiriyor ve yan etki yönetimi için protokoller uygulanıyoruz.

Finasteride kullanımında, cinsel yan etkiler konusunda pre-tedavi bilgilendirme yapılır ve düzenli monitörizasyon sağlanır. Yan etki gelişen hastalarda doz ayarlaması veya alternatif tedavi seçenekleri değerlendirilir.

Minoksidil kullanımında, lokal irritasyon ve sistemik etkiler açısından takip yapılır. Özellikle kadın hastalarda hirsutism riski konusunda uyarılar yapılır.

Anti-androjenik ilaçların kullanımında, hormonal yan etkiler ve elektrolit dengesizliği açısından düzenli laboratuvar takipleri yapılır.

Rejeneratif tedavilerde, enfeksiyon riski minimumda tutmak için strict sterilite kuralları uygulanır.

Maliyet-Etkililik Analizi ve Tedavi Seçenekleri

Saç dökülmesi tedavisinde maliyet-etkililik önemli bir faktördür ve hastalarımıza çeşitli bütçe seçenekleri sunmaktayız.

Ekonomik tedavi seçenekleri arasında generic minoksidil, beslenme destekleri ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alır. Bu seçenekler minimal maliyetle önemli katkılar sağlayabilir.

Orta seviye tedavi seçenekleri arasında branded minoksidil, finasteride ve mezoterapi yer alır. Bu kombinasyon çoğu hasta için ideal maliyet-etkililik sağlar.

Premium tedavi seçenekleri arasında PRP, eksozom tedavisi ve kombine protokoller yer alır. Bu seçenekler maksimum etki için tercih edilir.

Tedavi maliyetlerinin uzun vadeli değerlendirmesi yapılarak hastalarımıza en uygun seçenekler önerilir.

Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerimiz

Kliniğimizde saç dökülmesi tedavisinde yeni yaklaşımlar geliştirmek için sürekli araştırma faaliyetleri yürütmekteyiz.

Yeni moleküller ve formülasyonlar konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle topikal JAK inhibitörleri ve yeni büyüme faktörleri araştırma alanlarımızdan biridir.

Kombine tedavi protokollerinin optimizasyonu için klinik çalışmalar yürütülmektedir.

Yapay zeka destekli tanı sistemleri ve tahminleme modelleri geliştirilmektedir.

Beslenme ve yaşam tarzı faktörlerinin saç sağlığına etkisi konusunda gözlemsel çalışmalar yapılmaktadır.

Hasta Eğitimi ve Farkındalık Programları

Saç dökülmesi konusunda toplumsal farkındalık yaratmak ve hastaları doğru bilgilendirmek amacıyla çeşitli eğitim programları düzenlenmektedir.

Düzenli seminerler ve webinarlar ile saç sağlığı konusunda bilgilendirme yapılmaktadır.

Sosyal medya platformları üzerinden güncel bilgiler paylaşılmaktadır.

Yazılı materyaller ve broşürler ile hasta eğitimi sağlanmaktadır.

Bireysel danışmanlık hizmetleri ile kişiselleştirilmiş eğitim verilmektedir.

Teknoloji Entegrasyonu ve Dijital Sağlık

Modern teknolojinin sağladığı imkanları saç dökülmesi tedavisinde aktif olarak kullanmaktayız.

Dijital dermoskopi sistemleri ile objektif değerlendirme sağlanmaktadır.

Mobil aplikasyonlar ile hasta takibi ve tedavi uyumu desteklenmektedir.

Telemedicine hizmetleri ile uzaktan danışmanlık imkanı sunulmaktadır.

Yapay zeka destekli görüntü analizi ile tanı kalitesi artırılmaktadır.

Kalite Güvencesi ve Akreditasyon

Kliniğimizde sunulan saç dökülmesi tedavi hizmetlerinin kalitesini garanti altına almak için çeşitli kalite güvencesi sistemleri uygulanmaktadır.

Uluslararası standartlara uygun protokoller geliştirilmiştir.

Düzenli kalite denetimi ve değerlendirme süreçleri yürütülmektedir.

Hasta memnuniyet anketleri ile hizmet kalitesi ölçülmektedir.

Sürekli eğitim ve gelişim programları ile ekip yetkinliği artırılmaktadır.

Sonuç ve Geleceğe Bakış

Dr. Şükran Aslan Kaçar olarak, saç dökülmesi tedavisinde sunduğumuz kapsamlı hizmetler ile hastalara umut ve çözüm sunmaya devam etmekteyiz. Pediatri ve akupunktur alanındaki deneyimimizi modern dermatolojik yaklaşımlarla birleştirerek, her hastaya özel tedavi protokolleri geliştiriyoruz.

Gelecekte saç dökülmesi tedavisinde gen terapisi, kök hücre uygulamaları ve regeneratif tıbbın daha ileri uygulamaları ile çok daha etkili sonuçlar elde edileceğine inanıyoruz. Bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve kliniğimize entegre etmek için çalışmalar yürütüyoruz.

Amacımız, sadece saç dökülmesi problemini çözmek değil, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırmak ve özgüvenlerini yeniden kazandırmaktır. Bilimsel yaklaşımı insani değerlerle birleştirerek, her hastaya en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz.

Saç sağlığınız ve dökülme problemlerinizle ilgili uzman görüşü almak, kapsamlı değerlendirme yaptırmak ve kişiselleştirilmiş tedavi planı oluşturmak için kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz. Deneyimli ekibimiz ve modern teknolojik imkanlarımızla, saç sağlığınızı geri kazanmanız için yanınızdayız. 

0 533 303 36 55
WhatsApp